Ayıp en net haliyle satım konusu malın, satıcı tarafından alıcıya bildirilen veya kendisinde olması beklenen niteliklerinde eksik olması halidir. Alıcı tarafından satım konusu malın niteliklerindeki eksikliğin satış sırasında bilinseydi satıma konu malı mevcut haliyle almayacağı veya mevcut nitelikleriyle satış bedelinden daha düşük bir bedele satın alacağının söz konusu olması hukuken ayıbın varlığına işaret etmektedir.
Ayıptan Sorumluluk 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219.maddesinde,
“Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.
Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur.”
Şeklinde düzenlenmiştir. Kanun maddesinde de düzenlenmiş olduğu üzere hukuken ayıp, yalnızca satıcı tarafından alıcıya satım konusu mal bakımından bildirilen özellikleri değil, satın alınanın kendisinden beklenen faydaların olmaması veya önemli ölçüde az olmasını da ihtiva etmektedir. Yine aynı maddenin ikinci fıkrasında, satıcının bu ayıpları bilmese dahi ayıptan sorumlu olacağı hali düzenlenerek kanun koyucu tarafından satıcının ayıp hususundaki sorumluluğu ağırlaştırılmıştır.
Ayıp, gizli ayıp ve açık ayıp olmak üzere iki çeşit olup; gizli ayıp, alıcının malı olağan bir gözden geçirme ve muayene ile fark edemeyeceği veya söz konusu ayıbın uzmanlık gerektiren bir inceleme neticesinde anlaşılabileceği hallerde mevcut olmakla açık ayıp, alıcının olağan bir gözden geçirme ve muayenesi ile fark edebileceği türden ayıptır.
Türk Borçlar Kanunu ayıplı malın satımı nedeniyle satıcının sorumluluğunu düzenlemekle birlikte alıcıya da birtakım yükümlülükler yüklemiştir. Bunlar gözden geçirme ve satıcıya bildirme yükümlülüğü olarak sıralanabilir.
Alıcı, satılanı devraldıktan sonra imkân bulur bulmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu doğuracak bir ayıp görmesi halinde uygun bir süre içerisinde bu ayıbı satıcıya bildirmek zorundadır. Bu uygun süre, her halükârda hakkın kötüye kullanılmasını teşkil etmeyecek şekilde makul olmalıdır. Alıcının bahsi geçen yükümlülüklerini ihmal etmesi halinde satılanı olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı ve ayıp nedeniyle satıcının sorumluluğuna gidemeyeceği açıktır. Satılanda olağan bir gözden geçirme ile ortaya çıkarılamayacak nitelikte gizli bir ayıp mevcutsa alıcının gözden geçirme ve satıcıya bildirme yükümlülüğünü düzenleyen madde hükmü uygulanmaz.
Uygulamada ikinci el araç satışlarında alıcı tarafından sıklıkla aracın satımından sonra pert kayıtlı olduğunun, kilometresinin değiştirilmiş olduğunun veya change araç olduğunun öğrenilmesi nedeniyle satıcının gizli ayıptan doğan sorumluluğuna gidilmektedir.
Satıcının ayıp dolayısıyla sorumluluğunun doğduğu hallerde alıcı kanundan doğan seçimlik haklarını kullanabilir ancak mühim olan bu ayıbın öğrenilmesi ile ayıbın varlığının ihbar edilmesi ve alıcının hangi seçimlik hakkı kullanacağının satıcıya ihtar edilmesidir.
MADDE 227-“ Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.
Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.
Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.”
Satış sözleşmesinden dönme seçimlik hakkını kullanan alıcı, satış bedelini faiziyle talep edebileceği gibi yargılama giderleri ve ayıplı mal için yapmış olduğu giderlerin ödenmesini de talep edebilir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 09.03.2016 tarihli ve 2015/1900 E., 2016/7367 K. sayılı kararı“…Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Türk Borçlar Kanununun 219-231 maddelerinde düzenlenen, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden kaynaklanmaktadır. Satım sözleşmesinde satıcının ayıba karşı tekeffül borcunu düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 219. Maddesinde, satıcı alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki yada ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır. Alıcı ayıbı ihbar etmek suretiyle satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkan varsa satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme haklarına sahiptir. Somut olayda, davacı, 27.12.2010 tarihinde satın aldığı aracının kilometresi ile oynanmış ve hasarlı olması nedeniyle ayıplı olduğunu iddia ederek satış bedelinin iadesi ya da ayıplı araç satılması nedeniyle 4.000,00 TL. nin davalıdan tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı bedel iadesi şartlarının oluşmadığını savunmuştur. Mahkemece, dava konusu ayıbın sadece aracın km'sinin indirilmesinden kaynaklandığı, sözleşmeden dönme yerine semenin indirilmesinin hakkaniyete daha uygun olduğu ve buna göre davacının zararının 1.500,00 TL olduğu, davacının diğer taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle sözleşmeden dönerek bedelin iadesi talebinin reddine karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda dava konusu aracın kilometresinin indirilmiş olması nedeniyle gizli ayıplı olarak satıldığı tespit edilmiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile bundan davacıya karşı sorumludur. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır. Dava konusu araç gizli ayıplı olarak satıldığı için davacının talebi doğrultusunda bedelin iadesi gerekir…”
İKİNCİ EL AYIPLI ARAÇ SATIMINDAN DOĞAN UYUŞMAZLIKLARDA GÖREVLİ ve YETKİLİ MAHKEME
İkinci el ayıplı araç satımından doğan uyuşmazlıklarda; devreden satıcının şahıs olması halinde uyuşmazlık bakımından Asliye Hukuk Mahkemesi görevliyken, devreden satıcının araç alım-satım işini meslek haline getirmiş olması halinde (oto galerici vb.) görevli mahkeme, Tüketici Mahkemesidir.
İkinci el ayıplı araç satımından doğan uyuşmazlıklarda yetkili mahkeme, genel yetki kuralları uyarınca satıcının yerleşim yeri veya sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesi olmakla tüketici mahkemesinin görevli olduğu uyuşmazlıklarda alternatif olarak tüketici alıcının yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.
AYIPTAN DOĞAN SORUMLULUKTA ZAMANAŞIMI
Satılanın ayıbından doğan her türlü dava satım konusu malın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Satıcının, ayıp hususunda daha uzun bir süreyi üstlenmiş olması halinde bu süre geçerlidir.
Satıcının satım konusu malın devri bakımından ağır kusurlu olması halinde bahsi geçen zamanaşımı işlememektedir.
MÜTHİŞ